Deniz Feneri Savcılarının işlediği öne sürülen suçu, HSYK'da işledi


Deniz Feneri soruşturmasını yürüten C.Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, sanık avukatlarının şikayeti üzerinde Ankara C.Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş tarafından soruşturmadan el çektirildi. Kısa bir aradan sonra, Türkaslan ve Yaren basın suçları soruşturmasından alındı, Tamöz ise daha önce kendisine bağlı teknik bölümün alınmasıyla etkisizleştirildi. Şu günlerde ise yargı yolundalar…
Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 1.6.2009 tarihli kararının (a) bendinde, “sadece kişilerin mal varlığına ya da şirketlerdeki ortaklık paylarına tedbir kararı verilmesi”, (b) bendinde “şirketlerin mal varlığına tedbir uygulanması isteminin reddedilmesi” yazılı. C. Savcısı Nadi Türkaslan, kararın (b) bendini kapatıp tapu müdürlüğüne gönderdiği için “evrakta tahrifat yapmak” ve böylece şüphelilerin ortağı oldukları şirketlerin ortaklık paylarına tedbir koydurmakla suçlanıyor. C.Savcıları Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz ise kararın “ret” kısmını kapatarak ilgili yerlere gönderdiği, şirketlerin malvarlığı üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına ilişkin şüphelilerin avukatının istemini usul ve yasaya aykırı olarak reddettikleri için haklarında soruşturma ve kovuşturma açılmasına karar veriliyor.

Üçüncü oylamada karar değiştirdi
Birinci oylama 3-3: C.Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında soruşturma-kovuşturma açılıp açılmaması HSYK 2 Dairesi Başkanı Nesibe Özer’in izinli olduğu 8 Eylül tarihli toplantıda ele alındı. Oylamaya 6 üye katıldı. Birol Erdem, Hüseyin Sertel ve Ahmet Gökçen, “soruşturma-kovuşturma açılsın” derken, Ali Suat Ertosun, Ziya Özcan ve Ali Aydın “soruşturma-kovuşturmaya gerek yok” dedi. Sonuç 3-3 olunca karar alınamadı.
İkinci oylama 3-3: İkinci oylama 15 Eylül’de yine Başkan Nesibe Özer’in izinliyken yapıldı. Üyelerden Birol Erdem, Hüseyin Sertel ve Ahmet Gökçen “kovuşturma-soruşturma açılmalıdır” derken, Ali Suat Ertosun, Ziya Özcan ve Ali Aydın önceki toplantıda olduğu gibi oylarını “soruşturma - kovuşturma açılmasına gerek yok” yönünde kullandı.
Üçüncü oylama 5-2: Ali Aydın, Kayseri’de avukatlık yaparken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kontenjanından HSYK üyeliğine getirilmişti. Avukat olarak, bazı mahkeme kararlarının konuyla ilgisi olmayan bölümlerinin kapatıldığını meslek hayatındaki uygulamalardan çok iyi biliyordu. O yüzden, C.Savcıları hakkında bu gerekçelerle soruşturma-kovuşturma açılmasına anlaşılan vicdanı razı olmamıştı.

27 Eylül’e kadar dayandı. Ali Aydın da, o toplantıya katılan Başkan Nesibe Özer, Birol Erdem, Ahmet Gökçen ve Hüseyin Sertel gibi “soruşturma-kovuşturma açılması” yönünde oy kullandı. Üyelerden Ali Suat Ertosun ve Ziya Özcan ise “soruşturma-kovuşturma açılmasını gerektirecek bir durum yoktur” dediler. Sonuç 5-2 soruşturma-kovuşturma açılması yönündeydi.

Onlara da kapatılarak gönderildi
Deniz Feneri sanıkları Zahid Akman, Zekeriya Karaman ve diğer sanıklarla ilgili mahkeme kararının tam metni avukatların elindedir. Ancak, mahkeme kararının bazı bölümleri, konuyla ilgisi olmadığı için bazı kuruluşlara üzeri kapatılarak gönderildi. “Vay bunu yapan siz misiniz?” denildi kovuşturma-soruşturma açıldı.
İşin ilginç yönüne bakın, hakkında kovuşturma-soruşturma açılan C.Savcıları Türkaslan, Yaren ve Tamöz’e, HSYK 2. Dairesinden gönderilen belgelerin bir bölümünün de üzerleri kapatılarak gönderilmişti. Onlar da, “Bizimle ilgili konuların bazı sayfalarının üzerleri kapatılıp yazı içeriği gizlenerek bize gönderildi. Yani, bizim işlediğimizi öne sürdüğünüz suçu siz de işlemiş olmuyor musunuz?” diye sordular.
Kendilerine verilen sözlü cevapta, “Sizi ilgilendirmeyen bölümleri kapattık” dediğinde, C.Savcılarının da bazı kuruluşlara gönderdiği yazıda üzerlerinin kapatılması arasında hiçbir fark yoktu. Onlara, bilmesi, uygulaması gereken bölümler gönderilmiş, “gizlilik” kararı nedeniyle diğer bölümler kapatılmıştı. İşte, HSYK tarafından Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen kovuşturma dosyasında, C.Savcıları kendilerine gönderilen sayfaların bazı yerleri kapalı belgeleri mutlaka sunacak, “Bizim işlediğimiz suç ise HSYK’nın yaptığı nedir?” deme hakları da olacak.

O itirazdan sonuç çıkmaz
C.Savcıları Türkaslan, Yaren ve Tamöz, haklarında verilen kovuşturma ve soruşturma izinlerine itiraz ettiler. Ancak, onlar itiraz ettiklerinde dosyaları Sincan Ağır ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti bile. Şimdi, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunma yapacak, yargılanması yönünde karar verilirse bu Yargıtay’da gerçekleştirilecek. Savcılar yaptıklarının “yargısal faaliyet” olduğunu dile getirecek yargılanmamaları gerektiğini anlatacaklar.
Bir deyiş var, “kimi adalet dağıtır; onları adaletsizlik öldürür” diye. işte onlar da adaletsizlikten ölmemeye kararlılar…

Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)